31 Mayıs 2017 Çarşamba

Vissmate Silikonlu Temizlik Ürünü Deneyimi

Bahar temizliği,bayram temizliği derken bir çok temizlik ürünü evlerimize giriyor.En takıntılı olduğum temizlik adımlarından biri toz alma kısmı.Mikrofiber bezler,penye bezler,cam silme suları derken bir sürü deneme yanılma yöntemiyle silikonlu temizleyicileri keşfettim.Hani şu meşhur mavi renkli spreyler💦
Farklı farklı markaların silikonlu temizleyicisini kullandım.Kiminin performansından memnun kalmadım,kiminin ağır kokusundan rahatsız oldum.En sonunda #Vissmate silikonlu ile tanıştım ve 10 puanla sınavı geçti💪🏼özellikle mikrofiber bezlerle cam,ayna ve musluk başlarını sildiğinizde dalga dalga iz bırakmadan kusursuz sonuç veriyor.Eminim ki her kadının takıldığı bir ayrıntıdır.Parlatma etkisini de unutmamak gerek.Tozu ittiriyor olması sizi mükemmel sonuca götürüyor.
Bir de cila etkisi olduğu için parke ve yer fayanslarında tehlike arz ediyor.Yerlere gelememesi için dikkat etmek gerekiyor.Duşa kabinlerde oluşan su lekeleri içinde şahane sonuç veriyor.Kireç lekeleri hatta araç temizliğinde bile kullanılabiliyormuş.Ben araç hariç tümünde denedim.Memnuniyetimi sizlerle de paylaşmak istedim😊
Sevgiler #vissmateannesi


23 Mayıs 2017 Salı

Çocuğunuzu mışıl mışıl uyutacak beslenme önerileri

Uyku, çocukların gelişiminde sağlıklı beslenme kadar önemli bir unsurdur. Zihinsel ve bedensel gelişim için kaliteli ve kesintisiz uykuya ihtiyaç vardır. 


Ancak kimi zaman erken yenen akşam yemeğinden sonra yatan çocuklar acıktıkları için uyuyamazlar ya da sabahları çok erken kalkarlar. Çocuğunuza yatmadan önce karbonhidrat bakımından zengin aperatifler hazırlarsanız uyku düzeninde büyük farklar görebilirsiniz.

İyi seçenekler muz, tahıl ya da çocuğunuzun midesinde uzun süre kalan proteinli gıdalar verebilirsiniz.

Denenmiş ve gerçek ‘iksir’ ılık süt

Çocuklarınıza yatmadan önce vereceğiniz bir fincan ılık sütün gerçekten sihirli etkisi vardır. Sütü daha cazip hale getirmek için içine bir kaşık bal da ilave edebilirsiniz. 



Kafeini kesin

Çocuğunuzun rahat uyuyabilmesi için akşam saatlerinde kesinlikle kafein almaması gerekir. Çocuklar zaten kafeinli içecekler içmez diye düşünebilirsiniz. Ancak meyve suları ya da enerji içeceklerinin yanı sıra bazı şeker, dondurma ve kakaolu içeceklerde de kafein bulunabilir. 


Şeker alımını kontrol edin

Çocuğunuzun özellikle akşam yemeğinden sonra, şeker alımını kontrol etmeye özen gösterin.


Beslenmesine uyku verecek yiyecekler ekleyin

Çocuğunuzun beslenmesine sağlıklı uykuyu teşvik eden gıdalar ekleyin. 



  • Kiraz: Uyku alışkanlıklarını düzenlemeye yardımcı olan melatonin bulunur. 
  • Yasemin pirinci: Gıda glikozu bulunur. Vücudunuzda glisemik indeksi düşürmez. Kana yavaş yavaş karışır. 
  • Kepekli tahıllar ile zenginleştirilmiş tahıllar:Kinoa, yulaf ezmesi ve arpa da iyi seçeneklerdir. 
  • Muz ve tatlı patates:Sağlıklı karbonhidratlar açısından iyi bir kaynak olmasının yanı sıra her ikisi de kasları gevşetir. Magnezyum ve potasyum açısından zengindir.
  • İçecekleri sınırlandırın

    Çocuğunuzun akşam yemeğinden sonra yatıncaya kadar bir şey içmemesini sağlayın. Böylece gece boyunca tuvalet ihtiyacı olmayacaktır. Ancak bu tamamen susuz kalması anlamına gelmiyor. İçecekleri yavaş ve yudum yudum içmesini isteyin. 


    Tuvalete gitmesini sağlayın

    Çocuğunuzun yatmadan önce mutlaka tuvalete gittiğinden emin olun. Bu yatak ıslatmak gibi sorunların ortaya çıkmasını azaltır.

    Sevgiler✨


22 Mayıs 2017 Pazartesi

ŞANSIM DEĞİŞTİ -2

Şanslı insan, kendinin şanslı olduğuna inanan insanın gözü, olumlu sonuçtadır. Aklına gelen bir fikri hayata geçirmek için fırsatlar araştırır, olasılıkları arttırır. Kendisine söylenen her hayır’ı evete yakınlaşma aracı olarak görür. Her deneyiminden bir sonrakine geçerken, nasıl daha iyisini yapabilirim dersini çıkartır. Umudunu korur ve eylemde olur, harekete geçer. Harekete geçtiği için pişmanlıkları yok denecek kadar azdır. Çünkü ilerde yapmadığı için pişman olmanın çok daha ağır ve taşınmaz bir yük olacağını bilir. “Yaptım, denedim ve başardım” demek için emek verir, elinden gelenin en iyisini yapar. Bu kadar eylemde olan bir kişinin sizce sonuç almaması mümkün olabilir mi? 


Bu aynı zamanda fiziktir, matematikdir. Etki varsa tepki vardır, ektiğini birgün biçersin, attığın taş bir yere çarpar sana geri gelir, verdiğini alırsın gibi. VE her zaman şuna inanırım 1> 0’dan bunda bir yorum var mıdır? Siz emek verdiğiniz her durumdan, illa ki olumlu sonucunuzu alırsınız. Beklentilerinizi azalttığınız, isteklerinizi netleştirdiğiniz her durum ve emeğinizi ne yöne yönlendirdiğiniz, hazırlıklarınızı ne şekilde yaptığınız ise farkınızı yaratacaktır.


Bu insan ilişkilerimizde de kendisini gösterir. Etrafımızdaki insanlara nasıl davrandığımız ve nasıl karşılık aldığımız ile ilgili bir durumu düşünelim mesela. Bir arkadaş grubuna dahil oldunuz ve güzel bir yemeğe katılacaksınız. Yeni bir kişi ile tanıştırılıyorsunuz ve bu kişinin çok dost canlısı, hoş ve sempatik bir kişi olduğu bilgisi size verildi. Sizin beklentileriniz, o kişiye karşı davranışınızı şekillendirecektir. Etki tepki dedik, dolayısı ile yaklaşımınız ne kadar olumlu ise olumlu geri dönüşler alacaksınız ve belki de o doğru kişi bir gün sizin hayat arkadaşınız olacak kim bilir. 


Yargılar, olumsuz beklentiler, bildiğinizden emin olduğunuz o haller yaşamınızı şekillendirirken siz şansı da ya büyütür ya da yok edebilirsiniz. Bazen herşey ne kadar da bize bağlıdır değil mi?

✨Hayatta başarı her alanda önemli olsa da bunun sağlıklı ve dengeli, sürdürülebilir olanından yanayım Burada şans bize ya yardımcı olur ya da hiç yanımıza uğramaz. Seçim bizdedir. 


Şansı yaşamımıza dahil edebilen insanlardan olmak istiyorsak öyleyse deneyeceğimiz birkaç yol var; 

- Şanslı olduğumuzu bilmek ve bunun gelecekte de bizimle olacağını düşünmek, 

- Başarı olasılığı zayıf bile görünse o şey, o durum için elimizden geleni yapmak, çaba göstermek ve gelen karşılığı görebilmek alabilmek, karşılık verebilmek, 

- Başkaları ile olan ilişkilerimizde bizden yansıyanın bize geri geleceğini bilerek bize sunulmasını istediğimiz gibi yaşamı, beklentilerimizi, isteklerimizi karşı tarafa sunmak

İster özel yaşamda ister iş yaşamında olsun bu çerçevedeki insanları gözlemleyin. Şimdi daha farklı bakın onların yaşam tarzlarına. Bir an olsun yargılarınızdan, size sunulan kalıplardan çıkarak özgürce bakın, görün, inceleyin, irdeleyin. Üzerinde düşündüğünüz, emek verdiğiniz, çaba gösterdiğiniz herşey için sonuç alacağınız kuşkusuzdur. Şanslı olmak mı şansız olmak mı? 


Şans kapıyı çaldığında evde olmak ve onu içeri davet etmek güzel olmaz mı? Haydi o zaman hazırlık vakti.

ŞANSIM DEĞİŞTİ✨

Başarılı olmak için çaba gösterirsen şans seninledir. Tembeller için şans diye bir şey yoktur. Montesquieu


Hepimiz daha iyi bir hayatı yaşamak , mutlu olmak, huzurlu olmak istiyoruz. Geleceğimizi düşünüyor bugünden geleceğe maddi manevi yatırımlar yapıyoruz. Bazılarımız bu yatırımları bilinçli farkında olarak yaparken, bazılarımız oluruna bırakmayı hiçbir şey yapmamak ile karıştırıp, yaşamlarını da birilerinin kontrolüne farkında olmayarak bırakabiliyor. 


Kimimiz yaşamdan umutlu iken, olumlu beklentiler, hayaller eşliğinde daha iyi bir geleceği yaratmak üzere elimizden geleni yapıyoruz. Kimimiz ise, yaşadığımız geçmiş olumsuzlukları yanımızdan hiç ayırmadan, geleceğin de zaten bu olumsuzluklara bir halka daha ekleyeceğinden emin bir şekilde yaşayıp gidiyor ve günün sonurda “bak gördün mü ben demiştim bunun olamayacağını biliyordum” demenin zaferini yaşayarak günü tamamlıyoruz. 


İlginç olan ise bu iki düşünce sistemine sahip kişiler de ne istiyor ne düşünüyorlarsa onu yaşıyorlar. Bazıları çok şanslı olduklarına inanırken bazılarına şansın kendilerine pek uğramayacağını biliyorlar. Peki nedir bu şans? Şansı arkadaşımız yapmak elimizde mi? Şans ile dost olmak ne kadar mümkün? 


Yapılan bir araştırmadan* alıntı yaparak ilerlemek istiyorum ; 


Bu çalışmada kendisini şanslı hisseden ve şanslı olmadığını inanan insanlara bazı sorular sorulmuş, verilen yanıtlar değerlendirildiğinde dikkat çeken bazı noktaları birlikte inceleyelim, (çalışmanın sadece bir bölümünü buraya ekliyorum, devamını diğer yazılarda diyorum. )

✨Şanslı insanların yaşamlarında iyi olayların olmasına dair beklentileri şansızlara göre oldukça yüksek, örneğin 

- şanslı insanlar bir sonraki tatillerinde iyi zaman geçirme olasılıkları %90, 

- hayatlarında en az bir amaçlarını gerçekleştirmeye dair inançları %84, 

- yakın zamanda iyi bir motivasyonel durumla karşılaşma ihtimallerini %70 olarak değerlendirebiliyorlar. 


Bu kişilerin genel olarak hayata bakışları çok daha pozitif ve olumlu. Aynı zamanda kontrol edebilecekleri ve kontrol edemeyecekleri konularda da olumlu tutumlarını koruyorlar. 


Şansız insanların ise yaşamda olumsuz olabilecek olayları beklenti olasılıkları oldukça yüksek. Neler dersek, yanlış mesleği seçtiklerine dair inançları, yaşamlarına iyi bir insan ile karşılaşma şanslarının çok düşük olduğu, gelirlerinin artamayacaklarına dair emin oluşları, iyi tesadüflerin hep şanslı insanlara denk geleceğine inanmaları, depresyona girme olasılıklarının muhtemel gözükmesi gibi konuları düşünebilirsiniz. Kendilerini şansız olarak nitelendiren kişiler çoğunlukla, tüm olayların kendi aleyhlerine olacağını düşünüyorlar. Bu durum bir süre sonra kişilik özelliklerinden biri haline dönüşebiliyor. 


Şanslı kişiler özel veya iş yaşamlarında güneşin her zaman üzerlerinde parlayacağından, şansız kişiler ise üzerlerinde daima bulutların toplanacağından emindirler. 


İşte bu emin olma hali işin kilit noktasıdır. Emin olmak bir düşünce şeklidir. Mutlak inandığın, hatta bildiğin, içinde zerre kuşku kırıntısı barındırmayan bir haldir. Burada doğru yanlış diye ayırmak bize düşmez. Göstermek istediğim ise ikisinin de sonuç verdiğidir. Şansı da şansızlığı da kendimizin yarattığı hal bu kadar da açıktır.


Dönüşümün temelinde bilmemiz gereken birşey var ise o da yaşam netlik ister ve mutlak inanç ister. Evren tek bir yanıta sahiptir o da EVET. Sen ne istediğini yarattığının farkında olmaz isen geleni olduğu gibi almak elbet kaderin olacaktır.

Arkadaşları ile birlikte keyifli bir paylaşım içinde ve iyi vakit geçiriyor. Birden içinden bir ses konuşuyor ve “şimdi böyle gülüp eğleniyorsun da biliyorsun ne zaman böyle çok gülsen, eğlensen arkadan durum tersine dönüyor, galiba çok güldüm çok ağlayacağım bunun arkasından” diye düşündüğünü fark ediyor. Ve birden aldığı keyif puff sönüyor, ruh hali karamsarlaşıyor, huzursuzlanıyor, hatta biraz daha gergin bile olup belki de sonraki olayı şimdiden şekillendiriyor, kendini gerçekleştiren kehanet yaşam buluyor. Çözüm ise, bunu düşündüğü an kendini durdursa ve “gayet iyi gidiyor herşey, keyifliyim ve bunun da böyle sürmesini istiyorum öyle de olacak” dese, sizce neyi kaybeder, neyi kazanır. O da biliyor aslında hiçbir şey kaybetmeyeceğini tek kritik ise bunu yapmak ve görmektir. 


O olumsuz inancın kırıldığı gün yeni bir oluşumun ilk tohumu atılır. 


Şanslı insan başarı olasılığı zayıf da olsa amacına ulaşmak için çaba gösterir, emek verir , çok çalışır, imkanlarını zorlar, üzerine gider ve başarısızlığa direnir. Sihir tam da buradadır. Ben zaten şansızım diye kendini etiketleyen kişi eyleme, harekete geçmez, adım atmaz. Sürekli olumsuz olasılıkları düşünmekten korkularını büyütür ve gün gelir büyük büyük olan korkularının karşısında ezilir, küçülür. 

Sevgiler ❣️

17 Mayıs 2017 Çarşamba

Bebekoloji 2017 İSTANBUL

Bu sene ki oturumunu kaçırmak istemediğim ve iyi ki deneyimledim dediğim bu organizasyondan kısaca bahsedeyim sizlere:)

ebebek mağazaları, sadece bebek ürünleri satmıyor, aynı zamanda deneyimlerini ve uzmanlığını da paylaşıyor. Bu bağlamda Bebekoloji felsefesini oluşturmuşlar.
Bebekoloji; bebeği anlama ve anlatabilme bilimidir. ‘Satış danışmanı’ yerine ‘bebekolog’ terimini kullanıyorlar mesela.
Bebekolog; bebeklerin ihtiyaçları ile ilgili bilgilenmiş ve bildiklerini paylaşan ebebek çalışanlarıymış. ‘Müşteri’ yerine ‘bebeveyn’ terimini kullanıyorlar.
Bebeveyn; bebeğin gelişim sürecine eşlik eden, öğrenerek ilgilenen kişiler.
Bebekoloji Buluşmaları ile bu felsefenin etki alanını geliştirmeye, bebeveynlere bilgi dağıtmayı hedefliyorlar.
Gün boyu süren ve tek gün olarak gerçekleştirilen buluşmada;
0-4yaş Dönemi Salonu
Hamilelik Dönemi Salonu
Sosyal Alan
Ve Workshop alanları mevcuttu.
Katılım ücretsiz ve ebeveyn ile çocuklarının tüm ihtiyaçlarını giderecek ayrıntılar düşünülmüştü.Taze meyvesinden,soğuk sandiviçlere,gün boyu sıcak çay/kahve ikramlarına kadar tüm detaylar mevcuttu.Alt değiştirme/emzirme odası,çocuk oyun alanları,bebek arabanızla rahatca gezebileceğiniz geniş koridorlar,stand aralıkları tam anlamıyla kolaylık sağlayan ayrıntılardı benim için. 

Sosyal alanda bir çok blogger arkadaşım hakim oldukları konular,eğitimini aldıkları alanlar üzerine söyleşide bulundular ve takipçileri ile buluşup soru/cevap yaptılar.
Yeşim Mutlu- Sosyal Medya Mahremiyeti 
Pınar Mallı/Gebbepınar-Doğumda Ebe Desteği
İnci Timuremre/Mavibebeğim-Bebeğinizle Konuşmadan İletişim Kurun
İmren Gürsoy-Mete ile Hayat 
Yeşim Burnaz- Çocuklarda Yabancı Dil Eğitimi
Elif Çakır/Güncelanne- İştahsız Çocuklar için Öneriler 
başlıklarıyla keyifli sohbetler gerçekleştirdi.
Aynı anda diğer salonlarda ise uzman bilgisi ile söyleşiler devam ediyordu.
Ayrıca söyleşiler,eğitimler,uzman konuşmaları sırasında çocuğunuzun özgürce sahneye çıkabildiği tek platform:)
Sevgiler... 







Güçlü kemiklere sahip olmanın yolu!

Yaşımız ilerledikçe kemiklerimizdeki protein örgüsü seyreliyor. Yaşlanan kemiklerimizin kalsiyum ağırlıklı mineral maddesi azaldıkça, daha kolay kırılır hale geliyor. 

Bu durumdan çok omurlar, kalça ve bilek kemikleri etkileniyor. Osteoporoz adı verilen bu sorunla mücadele etmenin pek çok yolu var. Aklımızın bir kenarında hep duracak bu pratik önerileri olabildiğince erken yaşta dikkate alırsak osteoporoza karşı koymak da bir o kadar kolay olur.

  1. Yoğurt ve sert peynirler gibi süt ürünlerini daha sık tüketin; kalsiyum kazanımızı artırın.
  2. Daha fazla sebze tüketin. Özellikle kalın yapraklı yeşil sebzeleri, marulu, semizotunu, yeşilbiberi, ıspanağı, dereotunu sofranızdan eksik etmeyin.
  3. D Vitamininiz 20’nin altındaysa mutlaka D vitamini desteği alın ve mümkünse daha sık güneşlenin. D Vitamininden zengini yağlı balık (ve kılçığı ile birlikte tüketilebilen küçük balıklar, mesela hamsi) tercih edin. Doğru bir şekilde daha çok güneşlenin.
  4. Magnezyum zengini gıdalardan istifade etmeyi unutmayın. Örneğin; ceviz,
  5. kabak, ay çekirdeği, fındık ve badem tam anlamıyla kalsiyum depolarıdır. 
  6. Hayvansal protein tüketimini abartmayın. Bitkisel proteinlerden de faydalanmak çok önemlidir: Yüksek proteinli diyetlerin kalsiyum kaybını artırdığını unutmayın.
  7. Vitamin kullanım için doktorunuza başvurun: K12, D vitamini, kalsiyum, magnezyum ve çinko gibi takviyelerden bilinçli olarak istifade etmek size çok şey kazandıracaktır. 
  8. Egzersiz yapmayı (özellikle direnç egzersizleri) ihmal etmeyin; yürüyüşte hafif ve ölçülü ağırlık egzersizlerinden de faydalanın…
  9. Kolajen desteği alın. Kemikli tencere etleri, paça çorbası, sakatat gibi kolajen 
  10. zengini besinlerden faydalanın…
  11. Tuzu azaltın. Fazla tuz, fazla protein gibi etkiliyor, idrarla kalsiyum kaybını artırıyor.
  12. Sigaradan uzak durun. Kahveyi, çayı azaltın. Kafeinden zengin kolalı içecekleri asla tüketmeyin.

16 Mayıs 2017 Salı

BEYNİNİ GENÇ TUT UNUTKANLIKTAN KURTUL!

Beyni anlama, hafıza sorunlarının nedenleri

ve tedavisi hakkında her şey…


“Zihninizi düzenli kitap rafları gibi kullanın, dağınık bir masa üstü gibi değil.”

Zihnimiz yorgun... Unutuyoruz... Unutkanlık, yaşadığımız çağda sıkça yaşanan şikayetlerden biri haline geldi. Ve bu unutma hali ileri yaşlarda Alzheimer'e zemin hazırlayabiliyor. 

Peki nasıl önlem alacağız? Hafızamızı nasıl güçlendireceğiz? İşte en güzel yol haritası elinizde. Bilimsel veriler ışığında, mümkün olduğunca sade bir dille, günlük hayatın içinde yaşanılan hafıza sorunlarını, bunların nedenlerini, unutkanlıkla başa çıkmanın ve Alzheimer hastalığını ötelemenin yollarını gösteriyor bize Dr. Sevda Sarıkaya. Hafızamızın zinde kalması için beslenme ve hareketin önemine değiniyor ve zihin diyeti reçeteleri sunuyor. Alzheimer ve Demans hastalığı ile ilgili merak edilenleri ve korunma yollarını, hasta yakınlarının yaşadığı sorunlara nasıl çözüm bulabileceklerini detaylıca anlatıyor.

Davranış Nörolojisi ve Demans üzerine çalışan Nöroloji Uzmanı Dr. Sevda Sarıkaya, sistematik hafıza eğitimiyle beynimizi genç tutmanın ve unutkanlığı 'tedavi etmenin' mümkün olduğunu söylüyor. Adım adım çözümler sunuyor.

Öyleyse bu kitabı okumayı sakın unutmayın!

15 Mayıs 2017 Pazartesi

Akzirve Strada ile Anneler günü

Akzirve Gayrimenkul ve nam-ı diğer to be Semy Anneler Günü için özel bir etkinlik düzenledi.Senem Uysal daveti ile tanıma fırsatı bulduğumuz bu keyifli projeden sizlere de bahsetmek istedim.
Akzirve Gayrimenkul ve Senem Uysal moderatörlüğünde Anneler Günü için Sahrap Soysal’ın da katılımıyla özel bir davet düzenledi. Strada’da henüz yaşam başlamadan komşuluk ilişkilerinin temelini atmayı amaçlayan organizasyona, annelerin ilgisi yoğundu.



Güvenli Bağlanma

Güvenli bağlanamayan bebeğin ilişkileri kötü oluyor!


Bebekle annesi arasında özellikle 6’ıncı ay sonrasında gelişen güvenli bağlanma, bebekte güven duygusunu yerleştirirken, bebeğin ileri dönemdeki ilişkilerini de etkiliyor. Uzmanlara göre sosyal ilişkilerin başlangıç noktasını oluşturan anne-bebek bağlanması gelecekteki ilişkiler için anahtar rolü oynuyor.


Anne - bebek ilişkisinin bir annenin zihninde bebeğin dünyaya gelişinden çok önce oluşmaya başladığını belirten Yrd. Doç.Dr. Ayık, “Kişinin bir bebek dünyaya getirme isteği, bu konu hakkındaki zihnindeki hayalleri, hedefleri, yapmak istedikleri ile ilişki şekillenmeye başlar. Hatta çok daha eski yıllara gidersek kendisinin bebek - çocuk olduğu yıllardaki evcilik oyunlarda aldığı ‘anne’ rolünü bile buna dahil edebiliriz. Şüphesiz ki annelik rolünde kişinin kendi yaşam deneyimleri, mizaç özellikleri, kendi ailesi ve annesi ile olan ilişkisi, hayata dair gözlemleri de çok etkin rol oynamaktadır” dedi.



Çocuğun mizaç özelliklerini değiştirmeye zorlamayın

Bebek dünyaya geldiğinde zihinsel düzeyde olan bu düşüncelerin yavaş yavaş şekil almaya başladığını kaydeden Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, şunları söyledi: 

“Zihinlerdeki bebek - çocuk temsili ne kadar gerçeğe yakınsa bebek - çocuğun kabulü o kadar kolay olur. Her çocuk – insan, fıtratı gereği türünün özelliklerini gösterir ve kendi mizaç özelliklerini taşır. Ailelerin bebeklikten erişkinliğe doğru olan bu yolculuktaki görevi, çocuğun kendi mizaç özelliklerini değiştirmeye zorlamadan, kendi benliğini ifade etmesine imkân tanımak ve sosyal - toplumsal değerlere saygılı davranışları kazandırmaya çalışmak olmalıdır.”

“Aile tüm ilişkilerin temelinin atıldığı, sosyal ve toplumsal davranış kalıplarının öğrenildiği ilk ‘okul’ dur” diyen Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, “Bebeğin - çocuğun anne, babası ve kardeşleriyle olan ilişkileri, aile içi davranış şekilleri çocuğun toplum içindeki rollerde edineceği davranış kalıplarını belirler. Aile ilişkilerinin en temelinde ise bebeğin annesi ile olan bağlanması yer almaktadır” dedi. 


Bağlanmanın erken yıllardaki duygusal ve sosyal gelişimin yaşamsal bir ögesi olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, “Bağlanma birincil bakım veren (genellikle anne) ve bebek arasında özellikle yaşamın ikinci 6 ayında gelişen ve bebekte güven duygusunu yerleştiren güçlü bir bağdır. Anne - bebek bağlanması sosyal ilişkilerin başlangıç noktasını oluşturur ve gelecekteki ilişkiler için anahtar rolü oynar” dedi.

Hamilelikte Yanlış Emniyet Kemeri Kullanmak Bebeğe Zarar Veriyor


Anne adaylarının doğru emniyet kemeri kullanması kaza anında oluşabilecek kalıcı problemleri önlüyor. Olası risklere karşı, doğru emniyet kemeri tercih edilmesi gerektiği belirtiliyor.
Kaza anında çarpmanın etkisiyle bir yetişkin öne doğru 3-5 tona kadar bir kuvvetle itildiği ve emniyet kemeri karından geçtiği için fetüs çok yüksek bir basınca maruz kalıyor. Çocuklar kadar annelerin de güvenliğini düşünen BeSafe markasının Türkiye Sorumlusu Dr. Kasım Yiğit, özellikle hamile olan kadınların yolculuklardaki olası risklere karşı doğru emniyet kemeri tercih etmeleri gerektiğini vurguluyor.
Türkiye’de hamilelikte seyahat güvenliği konusuna yeteri kadar önem verilmediğini vurgulayan Dr. Kasım Yiğit, “Hamilelik süresince, normalde kullanılan emniyet kemerinden daha güvenlilerinin tercih edilmesi gerekiyor. Türkiye’de hamilelikte seyahat güvenliği konusuna yeteri kadar önem verilmiyor. Ancak bu konu oldukça önemli. Kaza sırasında fetüsün 3-5 tona kadar basınç görmesi çok ciddi bir durum, aslında doğru emniyet kemeri kullanımı iki canın güvenliğini sağlıyor. Anne adaylarına özel olarak yapılan doğru emniyet kemerlerinin alt bölümü, karın bölgesinden pelvise doğru uzanarak, riskleri minimize eder. Bu hususa önem vererek hamilelik dönemi boyunca dikkatli olmalarını tavsiye ediyoruz” açıklamasında bulundu.
Bir kemer iki can❣️


12 Mayıs 2017 Cuma

Tomtom Sokakta Tasarım Festivali

150’nin üzerinde tasarımcı ve sanatçı; 30’un üzerinde atölye ve söyleşi, canlı performansların gerçekleştiği Tasarım Tomtom Sokakta dün başladı. Etkinlik, ilk gününde yüzlerce ziyaretçiye ev sahipliği yaptı, ünlü tasarımcılar da stand başına geçti.
“Tasarım Tomtom Sokakta” etkinliği, QNB Finansbank ana sponsorluğunda sanat, tasarım ve alışverişi ‘Yukarı Bak/Up’ temasıyla buluşturmak üzere kapılarını açtı. 150’nin üzerinde tasarımcı ve sanatçı; 30’un üzerinde de atölye ve söyleşi, canlı performanslar mevcut etkinlikte.
Beyoğlu’nun en dikkat çeken ve sokak kültürüyle gelişen bölgesi Tomtom Mahallesi’nde tasarım ve yaratıcılık üzerinde iddiasını sürdüren Tasarım Tomtom Sokakta önceki gün başladı. 11-14 Mayıs tarihleri arasında☺
Sevgiler Tuğçe



2 Mayıs 2017 Salı

Likefest 2017 Sirkeci Tren Garında!

Türkiyenin en büyük sosyal medya pazarı.
Bahar oturumu olarak bu yıl ikincisi düzenlenmiş ve bu havalarda yapılabilecek en keyifli etkinlikti bence. Bol alışverişli sıcak ve samimi bir ortamda tasarımcıların ürünleriyle tanışmak harika. 
Giyim,takı,kahve,müzik,çanta,defter,el sanatları ve ahşap üzerine bir çok ürün yelpazesi ile alışverişe davet var burada.
Festival alanı içerisinde Manivela'nın mini bir kahve minibüsü lezzetli seçenekler sunuyordu,kahvenizi alıp stantları gezmek keyif veren bir alternatif😊☕️
El sanatları stantları çoğunluktaydı,pano işlemeleri,kaneviçe kolyeler,organik çantalar,boncuk bileklik ve küpeler tam tasarım severlere göreydi👛
Ayrıca tasarım markalarının stantlarına gösterdikleri özenli dizaynlarıda vintage ve retro severler için aşık olunası detaylardı😍
Mimarlıktan tasarımcılığa adım atan sevgili arkadaşım Merve yarattığı markası olan @fulibebe stantı ile festivaldeydi,o harika bebek şapkası ürünlerini zevkle inceledim
Montessori yatakları ve eğitim tekniği son yılların tutmuş bir furyası. Ve bu yatkları üreten bir çok girişimci firma var artık piyasada. Girişimci annelerden biri ile tanıştım festival alanında. Stantı göz alıcıydı,incelemeden edemedim. Yatakları için kullandıkları boyların ve cilaların kanserojen maddeler içermediğini,marangoz aşamalarında ahşapların detaylıca oval şekilde zımparalandığına kadar iç rahatlığıyla anlattı. Markası @bambinimobilya ile instagramdan tanışabilirsiniz.
Sevgiler Tuğçe💗